Genelkurmay Çatı Davası, Sanık Savunmalarıyla Devam Ediyor
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlere ilişkin aralarında sözde “Yurtta Sulh Konseyi” üyelerinin de yer aldığı 221 sanığın yargılandığı dava devam ediyor.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlere ilişkin aralarında sözde "Yurtta Sulh Konseyi" üyelerinin de yer aldığı 221 sanığın yargılandığı dava devam ediyor. Sanık eski Kurmay Binbaşı Ali Gültekin, olay tarihine ilişkin kamera görüntülerinde silahın sol elinde bulunduğunu, ateş etmek istese sağ elini kullanacağını iddia etti. Sanık Ali Feyyaz Beydağ ise emirlerini yerine getirdiği komutanlarından şikayeti olmadığını ifade etti.
15 Temmuz darbe girişiminin kilit davası olan Genelkurmay çatı davasının 21. celsesi sanık savunmalarıyla devam ediyor. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki duruşma salonunda görülen davaya sanıklar, müşteki ve taraf avukatları katıldı. Kimlik tespiti ve gelen evrakların okunmasının ardından Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, 'Şapka' ve 'Kuzgun' adlı gizli tanıkların ifadelerinin de geldiği ve bugünkü duruşmada okunacağı bilgisini verdi. Başkan Dik, ayrıca olay günü güvenlik kameralarına yansıyan 70 terabaytlık görüntülerin, taramaların tamamlanmasının ardından avukatlara verileceğini söyledi.
"Kime güveneceğimi bilmiyordum"
Duruşma, sanık eski Kurmay Binbaşı Ali Gültekin'in savunmasının alınmasıyla başlandı. Kimseye ateş etmediğini ve halkla karşı karşıya gelmediğini söyleyen sanık Gültekin, olayın darbe teşebbüsü olduğunu sonradan öğrendiğini iddia etti. 16-17 Temmuz'da bayram için ailesini Ankara'ya getirmek üzere memlekete gitmeye karar verdiğini ifade eden Gültekin, buna ilişkin izin belgesinin de kayıtlarda olduğunu dile getirdi. 15 Temmuz Cuma günü sıradan geçen mesaisinin ardından henüz yola çıkmadığını ve eşine haber vermek üzere karargah bahçesine çıktığını belirten Gültekin, bahçede Özay Yılmaz'ı gördüğünü, kendisinin bir terör saldırısı olabileceğini söylediğini ifade etti. "Güney Nizamiyesi'ne ulaştığımda ışıkların kapalı olduğunu gördüm, saldırının başlamış olabileceğini düşündüm" diyen Gültekin, kendini koruyabileceğini düşündüğü Görüntü İzleme Merkezi'ne sığındığını, burada Gökhan Eski'yi gördüğünü, Eski'nin sığınmış olduğu binadan arada çıkıp geri girdiğini söyledi. Darbe teşebbüsünü odada bulunan televizyondan öğrendiğini iddia eden Gültekin, "Kime güveneceğimi bilmiyordum" dedi.
"Silahı kullanacak olsam sağ elimde olurdu"
İlerleyen saatlerde karargahın Silahlı Kuvvetler Komuta Harekat Merkezi'ne gittiğini, burada her şeyin normal seyrettiğini ifade eden Gültekin, daha sonrasında dışarı çıkarak polislere teslim olduğunu dile getirdi. Olay tarihinde kameralara yansıyan görüntülere ilişkin, "Görüldüğü üzere harekat merkezine girdiğim sırada silah sol elimde bulunuyor. Ancak ben o elimi kullanmıyorum, silahı kullanma kastım olsaydı, sağ elime alırdım" şeklinde kendini savundu.
Sanığın savunmasının tamamlanmasının ardından çapraz sorgusuna geçildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın vekili Hüseyin Aydın, "O gece kim kiminle çatışıyordu" diye sordu. Gültekin de, çatışma görmediğini sadece silah sesleri duyduğunu ifade etti. Bunun üzerine avukat Aydın neden silah seslerini duyduğunu herhangi birine iletmediğini sordu. Gültekin de bu konuda kendisinin herhangi bir sorumluluğu olmadığını, sorumlu olan makamların görevinin başında olduğunu belirterek "Müdahale etmenin bir anlamı yok. Benim vereceğim bilgilerin meşgul etmesinin bir anlamı yoktu" şeklinde yanıtladı.
"Emirlerini yerine getirdiğim komutanlarımdan şikayetçi değilim"
Duruşma bir diğer sanık eski Teğmen Ali Feyyaz Beydağ'ın savunmasıyla devam etti. Albay Murat Korkmaz'ın emriyle Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'na tatbikat için geldiklerini, bu sırada Genelkurmay Kavşağında polislerin ateş ederek kendilerini durdurduklarını ifade eden Beydağ, yaklaşık yarım saat sonra polislerin bıraktıklarını ve Güney Nizamiyeden girdiklerini söyledi. Sabaha kadar nizamiyede dönüşümlü olarak nöbet tuttuğunu, olay günü kimseyi öldürmediğini iddia eden sanık, "Darbeyle ve darbecilerle uzaktan yakından alakam yok. Olay akşamı sadece nöbet tuttum" dedi.
Mahkeme Başkanı Dik sanığa kendisini kimin bu duruma düşürdüğünü ve düşürenlerden şikayetçi olup olmadığını sordu. Beydağ da komutanlarından aldığı emri yerine getirdiğini ve şikayetçi olmadığını belirtti.
"Ne olduğunu tank personeline sordum"
Savunmasına geçilen diğer sanık eski Astsubay Anıl Koç ise eski Tim Komutanı Mehmet Aytaç'ın sıradan bir koruma tatbikatı yapılacağını söylediğini ifade ederek, Akıncı Üssü'nde toplanılma emri verdiğini, bunun üzerine iki üç arkadaşıyla birlikte şahsi aracıyla Akıncı Üssü'ne gittiklerini söyledi. Üste eğitim kıyafetlerini giyerek teçhizatlarını aldıklarını ve Fırat Alakuş'un emriyle Genelkurmay Başkanlığı'na gittiklerini anlattı. Aytaç'ın yolda otobüsteyken kendisine koridorda güvenlik alma görevi verdiğini ifade den Koç, "Genelkurmay Başkanlığı'nda emir üzerine telefonlarını kapattık. Nizamiyede askerler bizi karşıladı ve içeri girdik. Bana gösterilen koridorda emniyet aldım. Gece boyunca alçak uçuş yapan uçak ve silah sesleri duydum. Güney Nizamiye'den gelen yoğun sesler üzerine o tarafa yöneldim ve tankların içeri girdiğini gördüm. Tank personeline ne olduğunu sordum, o da bilmediğini söyledi. Artık bir terör saldırısı olabileceğini anladım. Bilgi edinmek için Mehmet Aytaç'a bakındım ama göremedim. Daha sonrasında grupla birlikte karargaha gittik. Fırat Alakuş bir oyuna geldiğimizi söyledi" şeklinde konuştu.
Darbe girişimini karargahta bulunan televizyondan öğrendiğini, darbe girişimine gidilirken haberinin olmadığını iddia eden Koç, sonrasında polislere teslim olduğunu söyledi. Sanığın savunmasının tamamlanmasının ardından çapraz sorgusuna geçildi.
Duruşmaya öğle arası verildi. - ANKARA