Haberler
Netanyahu'dan orduya Orta Doğu'yu cehenneme çevirecek talimat: Yoğun savaşa hazırlanın

Netanyahu'dan orduya Orta Doğu'yu cehenneme çevirecek talimat

Türkiye sınırında kritik gelişme: Muhalifler, ikinci büyük kenti ele geçirmek üzere

Türkiye sınırında kritik gelişme! Muhaliflerin ikinci büyük kenti geçirmesi an meselesi

İslam Memiş uyardı: Sadece dolar değil sahte euro da var

Kritik uyarı: Sadece dolar değil sahte euro da var

Fuhuşa zorlanan 17 yaşındaki kızın anlattıkları kan dondurdu: Günde 180 kişi ile birlikte oluyordum

Günde 180 kişiyle birlikte olmaya zorlamışlar

Fetö'nün İmamı Çiçek, Akıncı Üssü'ne Öğrenci Kaydı İçin Gitmiş

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin dört numaralı şüphelisi olduğu belirtilen "sivil imam" Hakan Çiçek, darbe girişiminin merkezi olan Akıncı Üssü’ne kendisinin sahibi olduğu bir okula öğrenci kaydettirmek için gittiğini savundu.

FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin dört numaralı şüphelisi olduğu belirtilen "sivil imam" Hakan Çiçek, darbe girişiminin merkezi olan Akıncı Üssü'ne kendisinin sahibi olduğu bir okula öğrenci kaydettirmek için gittiğini savundu. Çiçek, darbe girişimiyle alakasının bulunmadığını, darbe girişiminden sabah saatlerinde götürüldüğü jandarma karakolundan haberdar olduğunu iddia etti.

FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin komuta merkezi olan Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 sanık hakkında açılan davaya öğleden sonra devam edildi. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davada, darbe girişiminin üç numaralı şüphelisi olduğu belirtilen "sivil imam" Kemal Batmaz'ın ardından diğer sivil imam Hakan Çiçek'in savunmasına geçildi. 13 aydır tutuklu olduğu söyleyen Çiçek, suçsuz olduğunu, darbe girişimi ile alakasının olmadığını, FETÖ ile hiçbir bağının bulunmadığını savundu.

"Gurur duyduğum ülkeyi yıkmakla suçlanıyorum"

Hakkındaki iddialardan birinin de "Türkiye Cumhuriyetini" yıkmaya teşebbüs etme suçlaması olduğunu anımsatan Çiçek, "Türk olarak, Türk vatandaşı olarak, gurur duyduğum bu ülkeyi yıkmakla suçlanıyorum. Devlete, millete, bu vatana ihanet etmiş bir insan olarak beni yargılıyorsunuz. Fakat bu iddianame içerisinde hakkımda somut suç delili olan, darbe yaptığımla alakalı bir şey bulamadım ben" ifadelerini kullandı.

"Gezi zekalı değilim"

Olayla ilgili hiçbir ilgisinin ve alakasının olmadığı iddiasını yineleyen Çiçek, talihsiz bir şekilde o gece Akıncı Üssü'nde olduğunu öne sürdü. Çiçek, üniversiteye 1990 yılında başladığını ve 4 yıllık üniversiteyi 10 yılda bitirdiğini anlatarak, "geri zekalı" olmadığını, ticaretle uğraştığı için üniversiteyi bu kadar sürede bitirdiğini söyledi. Kendini ticarete adadığını anlatan Çiçek, çocukluğundan bu yana sürekli çalıştığını kaydetti.

"Tarlada poşet içinde bir tomar para buldum"

Çiçek, ziyaret için gittiğini savunduğu Akıncı Üssü'nden sabaha doğru kaçtığını dile getirerek, "Bir tarlada yaklaşık 2 saat yürüdüm. Tarlada bir poşet içerisinde bir tomar para buldum. Jandarma beni yakaladığı zaman da kendime ait olan 5 bin dolar ile 8 bin TL civarında para olduğunu, o bir tomar parayı tarlada bulduğumu söyledim. Tutanak yapılırken de bunların kayda geçmesini istedim. Poşet içindeki para sayıldığı zaman 23 bin 800 dolar olduğu anlaşıldı. Sonra beni tutanakla birlikte polise verdiler. Polise 'bu paraları tarlada bulmuş' denilince, 'tarlada para mı bulunur ulan?' deyip beni dövdüler" diye konuştu.

Çiçek, Türkiye'de çok sayıda şirketinin bulunduğunu, ABD'de de şirketinin olduğunu belirterek, "Ben bir iş adamıyım, başka derdim yok. Tüccarım ve değişik iş kollarında işim var" dedi.

Akıncı Üssü'ne sözde okula öğrenci kaydetmek için gitmiş

Çiçek'in sürekli "iş adamı" olduğunu anlatması üzerine Mahkeme Başkanı Selfet Giray, 15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü'nde neden bulunduğu konusuna gelmesini istedi. Ankara'da çok sayıda okullarının bulunduğunu belirten Çiçek, Yenimahalle'de yeni açacağı bir okula öğrenci bulmak için çalışmalar başlattıklarını söyledi. Çiçek, Çankaya'da kendisine ait olan bir okuldayken Akıncı Üssü'nde görevli olan eski Albay Ahmet Özçetin ile tanıştığını anlatarak şunları kaydetti:

"Kendisi bizim okuldan bir öğrencinin velisiymiş. Kendisiyle tanıştık albay olduğunu söyledi. Kendisine Yenimahalle'de yeni açılacak olan okuldan bahsettim. Çankaya'da okuyan öğrencilerin de oraya aktarılacağını söyledim. Kendisinden bu yeni okula kayıtta öğrenci bulmak için yardım istedim. O da cuma günleri Akıncı Üssü'nde kokteyl yaptıklarını bana söyledi. Kendisine 'cuma günü kokteyle katılabilir miyiz? Personellerimi bilgi için oraya gönderebilir miyim?' diye sordum. Kendisi de 'olabilir' dedi. Kokteyl, saat 20.00'da olacağı için, personelimin de yorulduğunu düşünerek bizzat oraya gitmek istedim ve bunu kabul etti. Benim telefonum kapalıydı, ona nasıl ulaşabileceğimi sordum. O da tabelaları takip ederek Üsse gelebileceğimi, saat 19.30-20.00 sıralarında da beni oradan alabileceğini söyledi. Ben o kokteylde kendimi insanlara tanıtıp, çocuklarını okuluma davet etmeyi planlıyordum."

"Şu an da kuzenim dahi beni tanımasa ona bir şey diyemem"

Mahkeme Başkanı Giray, Ahmet Özçetin'in savcılık ifadesinde kendisini tanımadığını söylediğini hatırlatması üzerine Çiçek, "Şu an da benim kuzenim dahi beni tanımasa ona bir şey diyemem. Çünkü ben bu darbeyi yaptığı söylenilen imamlardan biri olarak gazetelerde, TV'lerde servis edildim" ifadelerini kullandı.

Çiçek, denilen saatte Akıncı Üssü'nde olduğunu, Özçetin'in de kendisini araçla aldığını öne sürerek, "Aracıyla kapı girişine giderken kimliğimi çıkarmak için elimi cebime attım fakat araç durdurulmadı. Bir el selamıyla geçildi. Biz bu şahısla arabadan indik havadan, sudan sohbet ettik. Sonra telefonu çaldı ve yanımdan bir müddet ayrıldı. Daha sonra bana 'Siz burada bekleyin acil bir durum var. Benim bir gidip gelmem lazım' dedi. Bunun üzerine ben orada kaldım. Ben oradayken herhangi bir şekilde darbe olduğunu anlamadım. Bu yaşananlar saat 20.00 civarlarında oldu. Orada yarım saat civarı bekledim. Bu şahıs gittikten sonra akşam ezanının okunduğunu hatırlıyorum. Saat 21.00 olunca bu programın olup olmayacağını öğrenmek için etrafa baktım. Kimsenin olmadığını görünce tekrardan nizamiyeye yürüdüm. Nizamiyenin orada ortalık karışmıştı. Kapıya varmadan anonslar yapıldığını duydum. 'Terör saldırısı var, herkes evine gitsin' anonsları yapılıyordu. 'Ben buraya ziyarete geldim' deyip yardım isterken, 'girişler çıkışlar yasak, lütfen lojmanlara gidin' denildi. Sadece söyledikleri terör saldırısı, giriş çıkışlar kapalı. Ortada yine 'darbe' diye bir şey yok benim açımdan. Birkaç saat geçti ve nizamiye bölgesindeki hareketliliğin arttığını görüyordum. Saat 21.00'dan sonra helikopter, uçak sesleri gelmeye başladı. Benim bulunduğum yer Akıncı Üssü'nün göbeği sanıyordum ama lojmanların orasıymış. Terör saldırısı var diye saat 00.00 gibi bodur ağaçların orada saklandım. O saatlerde dışarıdan müthiş sesler gelmeye başladı. Bir müddet sonra da tekbir sesleri başladı. O an burada terör saldırısı var ve bu insanlar buraya desteğe geldiler diye düşündüm" şeklinde konuştu.

"Hainler şehit olmaz" tepkisi

Tekrar nizamiyeye doğru yürürken silah sesleri gelmeye başladığını, halka dağılmaları yönünde uyarılar yapıldığını duyduğunu kaydeden Çiçek, bu olaydan korktuğunu, saklandığı yere geri döndüğünü savundu. Çiçek, "Tek derdim sabah olsun, gün aydınlansın sonra bir hal çaresine bakarım. Ben orada dışarıya çıksaydım şu an büyük ihtimalle şehit olacaktım. Adım şehit olarak yazılacaktı" dedi. Çiçek'in bu sözlerine müştekilerden biri "hainler şehit olmaz" diyerek tepki gösterdi.

Darbe girişiminden sabah haberdar olmuş

Çiçek, sabah 08.00 sıralarında tel örgülerin kenarında yürürken en uygun bulduğu yerden tarlaya atladığını söyledi. Çiçek, tarlanın içinden bir, iki saat yürümesinin ardından bir köy gördüğünü, oraya doğru yönelirken jandarma ekiplerini fark ettiğini ve onların yanına kendisinin gittiğini öne sürdü. Çiçek, "Kendimi tanıttım ve Akıncı Üssü'nde olduğumu, orada işlerin karıştığını, tel örgüden atlayarak kaçtığımı söyledim. Kimliğimi verdim, beni jandarma karakoluna götüreceklerini söylediler. Benim Akıncı Üssü'nde o gece yaşadığım hadise budur. Jandarma karakoluna geçtikten sonra sürekli insanlar getiriliyordu. Polisle jandarmanın arasındaki konuşmalarda insanlara rütbe sorup 'darbeyi sen mi yaptın? diyorlardı. Ben darbe girişimi olduğunu orada anladım. Telefonum yanımda olmadığı için kimseyle haberleşemedim, olaylardan haberdar olamadım" iddiasında bulundu.

Örgütün gizli haberleşme ağı olan ByLock'u kullanmadığını öne süren Çiçek, "FETÖ denilen adamın, hakaret sıkıntı olmasın diye yapmıyorum, yoksa yaparım. Bu adamın evimde bir tane kitabı yok, almadım, okumadım, çocuklarıma da okutmadım. Ben FETÖ'cü değilim" savunmasını yaptı.

Mahkeme Başkanı Giray'ın, "Bu darbeyi kimin yaptığını düşünüyorsun?" yönündeki soruya Çiçek, "FETÖ'nün yaptığını düşünüyorum" cevabını verdi.

Mahkeme Başkanı Giray, davanın bugünkü celsesinin tamamlandığını bildirdi. Davaya yarın Hakan Çiçek'in savunmasıyla devam edilecek. - ANKARA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / 3.Sayfa
title