Esenyurt'ta Tekel Bayii Cinayeti Davası Devam Ediyor
Esenyurt'ta 2 kişinin hayatını kaybettiği tekel bayii cinayetine ilişkin davanın görülmesine devam edildi.
Esenyurt'ta 2 kişinin hayatını kaybettiği tekel bayii cinayetine ilişkin davanın görülmesine devam edildi. Duruşmada tanık olarak dinlenen maktul Yunus Emre Erzen'in ağabeyi Mehmet Erzen, "Bana gelip kafama şişeyle vursalardı ayaklarına değil kafalarına sıkardım hepsinin. Bunlar benim daha önce dükkanımı taradılar. Ben karşılık verdiğim için şimdi cezaevindeyim. Ben devletin adaletine güveniyorum" dedi. Mahkeme ara kararında sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmetti.
Esenyurt'ta 28 Temmuz 2023'te Yunus Emre Erzen ve Batuhan Bayındır'ın hayatını kaybettiği tekel bayii cinayetine ilişkin 10 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada 4 tutuklu sanık SEGBİS sistemi ile hazır edildi. Duruşmaya taraf avukatları da katıldı.
"Özer ailesi adına herhangi bir çocuk teklifinde bulunmadım"
Duruşmada dinlenen tanık Vahdettin Erden iki tarafı da yıllardır tanıdığını ve hayatını kaybeden Yunus Emre Erzen'in babası Cantürk Erzen'in 25 yıllık ortağı olduğunu belirterek, "Cantürk'le son zamanlar aramız limoniydi. Olaydan bir hafta önce sanık Tarık Özer bana 'Cantürk'e söyle çeki ödememiş, çekin bedelini ödesin' dedi. Ben de Cantürk yerine oğlu Yunus Emre'yi aradım. Emre sinirliydi. Parayı ödemeyeceğini bana söyledi. Ben de Tarık'a 'durumu yokmuş ödeyemeyecekmiş' dedim. Olay yaşandıktan sonra Özer ailesi bana karşı tarafla barışmak istediğini söyledi ben de bunu Cantürk'e ilettim. Ben Cantürk'e barışmak için Özer ailesi adına herhangi bir çocuk teklifinde bulunmadım" dedi.
Duruşmada avukatlar arasında sözlü tartışma yaşandı duruşmaya ara verildi
Söz alan müşteki avukatı Kerim Bahadır Şeker, tanığa soru sormak istedi. Tanık Vahdettin Erden de, "Bu sosyal medya fenomenine cevap vermek istemiyorum" demesi üzerine duruşmada taraflar arasında tartışma çıktı. Sanık avukatının söze karışması üzerine avukat Kerim Bahadır Şeker "Çingene misiniz? Çingene kavgası mı yapacağız. Milleti benim için fitliyorsunuz, sosyal medya fenomeni diye. Vekalet savaşları mı yapıyoruz burada" diye tepki gösterdi. Sanık avukatı ise, "Çingenesiniz sözünü iade ediyorum size" dedikten sonra avukat Şeker'in sözlerinin tutanağa geçirilmesini talep etti. Taraf avukatları arasındaki tartışmalar şiddetlenince mahkeme başkanı duruşmaya ara verdi.
Aranın ardından devam eden duruşmada söz alan avukat Kerim Bahadır Şeker'in sorusu üzerine tanık Vahdettin Erden, "Ben Cantürk Erzen'e barış için herhangi bir çocuk teklifinde bulunmadım. Ev ve araba teklifinde de bulunmadım" dedi.
"Kafama şişeyle vursalardı ayaklarına değil kafalarına sıkardım hepsinin"
Cezaevinden getirilerek tanık olarak dinlenen maktul Yunus Emre Erzen'in ağabeyi Mehmet Erzen ise, "Olaydan bir gün önce bu tanık Vahdettin kardeşimi aramış, '600 bin alacakları var ödeyecek misin?' diye sormuş. Kardeşim 'müsaade etsinler ödeyeceğim' demiş. Kardeşim bana anlattı. Ertesi gün kalktığımda kardeşim ölmüştü. Bu işi planlamışlar. Silahla gelmişler. Babamı vurmak için gelmişler. Babamı bulamayınca kardeşimi öldürdüler. Onların planlamadığı tek şey dükkanın içindeki kameraydı. Barışalım deyip arkadan pusu kurmuşlar. Ağırlaştırılmış müebbet almalarını istiyorum. Emre silah sıkamaz, kullanmayı bilmiyordu. Bana gelip kafama şişeyle vursalardı ayaklarına değil kafalarına sıkardım hepsinin. Bunlar benim daha önce dükkanımı taradılar. Ben karşılık verdiğim için şimdi cezaevindeyim. Ben devletin adaletine güveniyorum. İntikam almayacağım. Ama devlet gerekli cezayı vermezse ben ne yapayım" şeklinde beyanda bulundu.
"Hepinizi öldürsem bile içim soğumaz"
Baba Cantürk Erzen ise, "Yunus Emre 23 yaşındaydı. Beni istedikleri zaman bulabilirler. Beni niye aramıyorlar? Niye çocuğun dükkanına gidiyorlar? Niye 9 mermi sıktın çocuğa? O çocuk size ne yaptı? Ben hepinizi öldürsem bile içim soğumaz. Bana para teklif ediyorsunuz. Ben çocuğumun kan parasıyla ev mi alacağım?" dedi.
"Kardeşimi, oğlumu ve kendimi müdafaa ettim"
Duruşmada söz verilen tutuklu sanık Tarık Özer ise, "Hayatını kaybeden iki kişi için çok üzgünüm. İstemeyerek bu olaya karıştım. Batuhan'ı tanımam, onu ben öldürmedim. Onu vuran mermi, Yunus Emre'nin silahından çıkan mermidir. İşlemediğim bir suçtan dolayı ceza çekmek istemiyorum. Ben bir insan nasıl öldürülür bilmem. Tasarlama nedir onu da bilmem. Tek bir şiddet olayına karışmış değilim. Ben bir iş insanıyım. Türkiye'nin her yerinde yatırımımız var. 5 çocuk sahibiyim. 600 bin lira mesele değil. Cantürk, deseydi ki 'ben senin paranı vermiyorum', 'afiyet olsun' derdim. Ben 600 bin lira değil 60 milyon için bile adam vuracak insan değilim. Cantürk hakaret ve tehdit etti. Küfürler üzerine gittim. Olay dallanıp budaklanmasın diye konuşmaya gittim sadece. Kardeşimle Yunus Emre tartışmaya başladı. Yunus Emre sıkmaya başlayınca kardeşimi, oğlumu ve kendimi müdafaa ettim" şeklinde savunma yaptı.
Ara kararını açıklayan mahkeme sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmetti. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 28 Temmuz 2023 günü gece saat 23.20 sıralarında Esenyurt Güzelyurt Mahallesi Mehmet Akif Ersoy Caddesi Baray Tekel-Gold Park Şarküteri isimli iş yerinde meydana gelen olay anlatıldı. İddianamede, taraflar arasında meydana gelen tartışma ve silahla ateş edilmesi sonucu Yunus Emre Erzen'in 8 adet kurşunla yaralanarak hayatını kaybettiği, Batuhan Bayındır'ın ise 2 el ateş edilmesi sonucu yaralanarak öldüğü anlatıldı. İddianamede müşteki Yusuf Erzen ve şüpheli Murat Özer'in de çeşitli yerlerinden yaralandıkları belirtildi. İddianamede, şüpheliler Tarık, Murat, Azat, ve Servet Özer'in 'tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürme', 'kasten öldürme', 'tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürmeye teşebbüs' ve 6136 Sayılı Kanuna Muhalefet suçlarından 1 kez ağırlaştırılmış müebbet, 1 kez müebbet, ve 16 yıl 6 aydan 31 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. 5 diğer şüphelinin ise değişen oranlarda hapisle cezalandırılması istendi. - İSTANBUL