Erzincan'daki heyelanda toprak altındaki işçinin eşi: Aynı gün konuştuk 'oğluma iyi bak' dedi
İliç'teki altın madeninde yaşanan faciada toprak altında kalan 9 işçiden biri olan Abdurrahman Şahin'in eşi Selda Şahin kocasıyla en son olaydan 2 saat önce telefonla görüştüğünü belirtti. Şahin, "Bölgedeki çatlakların fotoğraflarını çekmek için gitmişler. Eşimin bulunmasını istiyorum. Orada kalmasın, en azından bir mezarı olsun. En son aynı gün konuştuk ve 'oğlum Ömer'e iyi bak' dedi. Daha sonra da ulaşamadık" diye konuştu.
Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında meydana gelen heyelanda toprak altında kalan 9 işçiden Abdurrahman Şahin'in (53) Sivas'ta yaşayan eşi Selda Şahin (41), kocasıyla en son olaydan 2 saat önce telefonla görüştüğünü belirterek, "Bölgedeki çatlakların fotoğraflarını çekmek için gitmişler. Eşimin bulunmasını istiyorum. Orada kalmasın, en azından bir mezarı olsun. En son aynı gün konuştuk ve 'oğlum Ömer'e iyi bak' dedi. Daha sonra da ulaşamadık" dedi.
9 İŞÇİ GENİŞ ALANA YAYILAN TOPRAĞIN ALTINA KALDI
Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin 2010 yılı Aralık ayından beri altın üretimi yaptığı Çöpler Maden Sahası'nda çıkarılıp istiflenen toprak, 13 Şubat saat 14.28'de kaydı. Yaklaşık 10 milyon metreküp toprak, 200 metrelik yamaçtan su gibi vadiye doğru aktı. 9 işçi, geniş bir alana yayılan toprağın altında kaldı. Arama kurtarma çalışmalarında aradan geçen 15 güne rağmen toprak altında kalan işçilere hala ulaşılamadı.
GÖZYAŞLARI İÇİNDE EŞİNİN BULUNMASINI BEKLİYOR
İşçilerin aileleri ise yakınlarının kurtarılması için gözyaşları ile bekleyişlerini sürdürüyor. İşçilerden 14 yıldır maden ocağında çalışan Abdurrahman Şahin'in Sivas'ta yaşayan 26 yıllık eşi Selda Şahin, tek çocukları olan 7 yaşındaki oğulları Ömer ile birlikte kocasının bulunmasını istiyor.
"BEKLİYORUZ AMA GELMİYOR"
Eşinin kendilerini görmek için 15 günde bir Sivas'a geldiğini, olay günü ise 2 kez telefonda görüştüklerini belirten Selda Şahin, "Bölgedeki çatlakların fotoğraflarını çekmek için gitmişler. İşiyle alakalı hiç bize bir şey bahsetmezdi. Gelecek sanıyorum ve bekliyorum. Eşimin bulunmasını istiyorum. Orada kalmasın. En azından bir mezarı olsun. Orada kalmasını hiç istemiyorum. Bekliyoruz ama gelmiyor. Sadece o bölgeye fotoğraf çekmeye gitmişler. Konteynırın içinde çay içiyorlarmış. Arkadaşının biri 'ben gidiyorum, gel beraber çekelim fotoğrafları' demiş. Hemen ardından da kayma olmuş. En son aynı gün konuştuk ve 'oğlum Ömer'e iyi bak' dedi. Daha sonrada ulaşamadık" dedi.