Emniyet müdürünü şehit eden polis düşündüklerini SMS vasıtasıyla not almış
Rize Emniyet Müdürü Altuğ Verdi'nin makamında polis İsmail Hakkı Sarıcaoğlu tarafından şehit edilmesi ile ilgili soruşturmada hazırlanan iddianame mahkemece kabul edildi.
Rize Emniyet Müdürü Altuğ Verdi'nin makamında polis İsmail Hakkı Sarıcaoğlu tarafından şehit edilmesi ile ilgili soruşturmada hazırlanan iddianame mahkemece kabul edildi. Ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 40 yıla kadar hapis cezası istenen zanlının kendisine gönderdiği not niteliğindeki SMS'ler ile saldırıyı önceden tasarladığı belirlendi.
11 Aralık tarihinde Rize İl Emniyet Müdürlüğünde trafik polisi İsmail Hakkı Sarıcaoğlu'nun İl Emniyet Müdürü Altuğ Verdi'yi şehit ettiği, Personel Şube Müdürü Ercan Polat ile koruma polisi Yiğitcan Köksal'ı yaraladığı saldırı olayı ile ilgili yürütülen soruşturma tamamlandı. Rize Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen çok yönlü soruşturma kapsamında 41 sayfalık bir iddianame hazırlandı. İddianamede, tutuklu polis Sarıcaoğlu'nun yanı sıra olay yerindeki tüm memurların ifadeleri alınarak, cep telefonu ve kamera kayıtları incelendi. Sarıcaoğlu hakkında tasarlayarak kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürme ve tasarlayarak 2 kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 40 yıla kadar hapis cezası istendi.
MİT, Emniyet ve Jandarma İstihbarat tarafından yapılan araştırmalarda saldırgan İsmail Hakkı Sarıcaoğlu'nun geçmişi de mercek altına alınarak detaylı inceleme yapıldı. Soruşturma kapsamında ayrıca sadece Saracoğlu değil, çevresinin cep telefonu kayıtları, kendisi ve eşinin banka hesap bilgilerinin yanı sıra eğitim gördüğü okullar, kaldığı yurtlar ve gittiği dershaneler ile sosyal medya paylaşımları da tek tek detaylı olarak incelendi. Sarıoğlu'nun öğrencilik yıllarından komşularına kadar, sosyal medya hesaplarındaki arkadaşları da olmak üzere temas ettiği 500'ün üzerinde kişinin ifadesi alındı.
Soruşturma neticesinde FETÖ/PDY örgütü ile bağlantısı tespit edilemeyen Sarıcaoğlu'nun örgüt tarafından hazırlanan listede 'örgütün etki alanı dışındaki kişiler' kategorisinde gösterilerek fişlendiği belirlendi. Saldırgan polis memurunun cep telefonunun teknik incelemesinde ise saldırıyı önceden tasarladığına dair önemli bulgulara ulaşıldığı öğrenildi. Sarıcaoğlu'nun saldırıdan birkaç saat önce telefonundan 'Adaletle hükmetmeyenin cezası nedir' şeklinde 10 kez arama yaptığı tespit edildi. Saldırganın olaydan birkaç gün önce ise polis merkezindeki bilgisayarından 'Birilerine zarar verme isteği' yazarak internet tarayıcısında arama yaptığı da iddianamede yer aldı.
Kendisine SMS atmış
Kendisine ait cep telefonu ile kendi kendine SMS'ler gönderen Sarıcaoğlu'nun düşündüklerini SMS vasıtasıyla not aldığı anlaşıldı. SMS'lerde ise "Bu konuyla ilgili psikolog, psikiyatrist neyse durumumu öğrenip raporlamayı ve ilk olarak Ercan'dan başlayarak kimin hakkında suç duyurusunda bulunmam gerektiğine karar vereceğim', "İki kulvarda mücadeleye çıkacağız", "Zorbalıkta kimleri cezalandıracağıma görüşmeler sonucunda karar vereceğim", "Oyunu açık oynama ve sonuna kadar gitme kararımı teyit ediyor ve oyunu genişletiyorum. Bu konu ile ilgili benim haberim yoktu gibi, bilseydik gibi kimseye bahane bırakmayıp, sorumluluğunu yüklüyorum" ifadelerine yer veren Sarıcaoğlu'nun tayin talebinin reddi halinde sorumluları cezalandırma düşüncesi ile silahlı saldırı olayını planlayarak nasıl gerçekleştireceğini önceden tasarladığı kendisine gönderdiği not niteliğindeki SMS'ler ile ortaya çıkartılmış oldu.
İddianamede yer alan ifadesinde RTEÜ İnşaat Bölümünde gündüz okuyup gece çalışmak istediğini ve bu nedenle Derepazarı ilçesinden il merkezine tayin istediği dile getiren Sarıcaoğlu, olay anını anlattı. Saracoğlu'nun ifadeleri şöyle:
"Görüşme talebim üzerine olay günü saat 13.30'da makama gittim. Özel kaleme tabancam ve cep telefonumu bırakarak makama girdim. Altuğ müdür bana 'Ne güzel Of'lusun, Derepazarı'nda çalışıyorsun, daha ne istiyorsun?' dedi. Ben de müdürüme Rize'de okuduğumu ilçede görev süremin dolduğunu, gündüz okula gidip gece çalışmak istediğimi söyledim. Müdürüm bana 'Gündüz okula giden gece ekipte ne yapar?' diye sordu. Bende 'uyur mu' demek istiyorsunuz dedim. 'Hafta içi benim 4 saat dersim var', gece çalışmanın beni etkilemeyeceğini düşünüyorum. Bir artı bir, iki artı bir, gece çalışan ekipler var. Gündüz çocuk bakılıyor da okula mı gidilemeyecek' dedim. Bunun üzerine sayın müdürümüz 'ben çocuk bakma işine takıldım, bu ne demek oluyor' diye sesini yükselterek, kızarak sordu. Ben müdürümüze tayinle ilgili örnek tarzında bir şeyler söyledim. Ama müdürüm bana 'sen şimdi onları bırak, ben şu çocuk bakma işine takıldım' dedi. Ben de gece çalışıp gündüz çocuk bakan polis memurları olduğunu söyledim. Müdürüm bana 'hemen isim söyle' dedi. Ben cevap vermeden müdürüm bana 'Seni İkizdere'ye verdim, çık dışarı' dedi. Ben ayağa kalktım müdürüme tayinimle ilgili bir şeyler söylemeye çalıştım. Bu sırada sayın müdür bana 'salak mısın, ne yaparsan yap, il dışı tayini iste' dedi. Bunun üzerine makamdan dışarı çıktım. Makamdan çıktıktan sonra ne düşündüğümü hiç hatırlamıyorum. Tabancamı ve cep telefonumu geri aldım. Tabancamı tam kılıfına koymak üzereydim makam odasına yöneldim. Görev yaptığım ilçede yaşadığım bir olay nedeniyle tabancanın haznesinde sürekli mermi sürülü olarak duruyordu. Başmüdürün odasına girerken haznede mermi sürülü olduğunu biliyordum. Makam odasına girdim bir el ateş ettim. Ercan müdür 'vuruldum' dedi. Ercan müdür vurulduktan sonra ne yaptığımı hatırlamıyorum. Müdürün yanına gittim. Bana 'oğlum yapma, çoluk, çocuğumuz var' dedi. Ben de 'bizim de çoluk çocuğumuz var' dedim. Bu sırada kendime gelir gibi oldum. Altuğ müdür elimdeki silahı tutmaya çalıştı. Altuğ müdüre ateş ettiğimi, ne kadar ateş ettiğimi hatırlamıyorum. Şarjördeki mermiler bitti, yeni şarjör takarak hazneye tekrar mermi verdim. Odadan çıkmak üzereyken tanımadığım birisinin bana ateş ettiğini fark ettim. Ben de ateşin geldiği yöne doğru ateş ettim. Koridora çıkıp cep telefonumu elime aldım, 'Canlı yayın yapıyorum, kimse ateş etmesin' diye bağırdım. Koridorda birkaç oda geçtikten sonra biri bana 'Tabancanı yere at' diye bağırdı. Ben de elimdeki silahı yere attım. Ben de bu sırada ayağımdan vuruldum. Herhangi bir örgüt bağlantım yoktur. Olayı bir talimatla gerçekleştirmedim. Olay nedeniyle pişmanım. Olaylar rüya mı diye düşünüyorum"
Saldırıdan ağır yaralı kurtulan Personel Şube Müdürü Ercan Polat ise ifadesinde Sarıcaoğlu'nun tayin görüşmesi için makama girdiklerini dile getirerek, "Müdür bey İsmail'e 'Derdin ne anlat' dedi. O da 'Müdürüm üniversite okuyorum. Merkeze gelmek istiyorum. Ben zaten merkezde oturuyorum. İlçede 6, 5 yıl çalıştım ve süremi doldurdum' dedi. Müdür bey de 'Olabilir' dedi. Müdür bey 'Şimdi merkeze gelirsen nasıl okuyacaksın' diye sordu. O da 'Gece çalışıp, gündüz okuyacağım' diye cevap verdi. Müdür bey de 'Sen şimdi diyorsun ki gece yatacağım, gündüz okula gideceğim' dedi. O da 'Ben yatmam' diye cevap verdi. Müdür bey de 'Gündüz okula gideceksen, gece mutlaka uyuman lazım. Onun için senin kalbini kırmayayım, seni dışarı alayım' dedi. İsmail de müdür beye 'Bir günde tayini çıkanlar' var dedi. Müdür bey 'Kim' diye sordu. Bir trafikçi vardı, bir haftada tayini yapılmıştı. Müdür bey İsmail'e 'Kalbini kırmayayım, çık' dedi. O da odadan çıktı. Bir süre sonra yeniden odaya geldi. İsmail'e 'Dur yapma, ne yapıyorsun' dedim. O sırada bana ateş etti. Vurulduktan sonra kendimi dışarı attım. Kendime geldiğimde hastanede tedavi altındaydım. Olaydan bir hafta sonra müdürümün şehit olduğunu öğrendim" ifadelerini kullandı.
Hazırlanan iddianame Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. - RİZE