Darbe Girişiminde Atatürk Havalimanı'ndaki Olaylara İlişkin Soruşturma Tamamlandı
Darbe Girişiminde Atatürk Havalimanı'ndaki olaylara ilişkin soruşturma tamamlandı Savcılık, 159 şüphelinin 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapsini istedi İddianamede, darbe girişimini planlayan askerler tarafından uluslararası hava alanları uçuşlara kapatılarak hem Türk Vatandaşlarının yurt...
Darbe Girişiminde Atatürk Havalimanı'ndaki olaylara ilişkin soruşturma tamamlandı
Savcılık, 159 şüphelinin 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapsini istedi
İddianamede, darbe girişimini planlayan askerler tarafından uluslararası hava alanları uçuşlara kapatılarak hem Türk Vatandaşlarının yurt dışına çıkışlarının engellenmek istendiği hem de ülke giriş çıkışları tamamen kontrol altına alınmak istendiği belirtildi
İddianamede uçuş kontrol kulesi işgaline giden asker birliğine iki motosikletli polis ekibinin eskortluk ettiği anlatıldı
İSTANBUL - 15 Temmuz'da 2 vatandaşın şehit düştüğü Atatürk Havalimanı'ndaki darbe faaliyetlerine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma tamamlanarak, 159 şüpheli hakkında 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. İddianamedeki 129 müşteki arasında Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü ve Türk Hava Yolları Genel Müdürlüğü'nü de yer aldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu'nca, Darbe Girişiminde Mahir Ayabak ve Zekeriya Bitmez'in şehit düştüğü Atatürk Havalimanı'nda yaşanan olaylara ilişkin yürütülen soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlandı.
İddianamede, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü ve Türk Hava Yolları Genel Müdürlüğü'nünde aralarında bulunduğu 129 kurum ve vatandaş ise "müşteki" olarak yer aldı.
İddianamede, 4'ü albay, 1'i yarbay, 2'si binbaşı, 4'ü üsteğmen, 16'sı astsubay, 2'si teğmen, 4'ü asteğmen, 2'si astsubay öğrenci, 25'i uzman çavuş, 95'i sözleşmeli er, 4'ü er olmak üzere toplamda 159 şüphelinin tamamının "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya teşebbüs, Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs, Türkiye Büyük Millet Meclisini Ortadan Kaldırmaya teşebbüs" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi. Bazı sanıkların, "Basit Yaralama, Kasten Öldürme, Hava Ulaşım Araçlarını Kaçırma veya Alıkoyma, Cebir Tehdit veya Hile Kullanarak Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma, Tehdit, Kamu Kurumu Faaliyetini Cebir veya Tehdit Kullanarak Engellemek, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Mala Zarar Verme" suçlarından farklı yıllar arasında hapis cezasına çarptırılmaları istendi.
Bölgenin hava sahası kontrol edilmek istendi
Atatürk Havalimanı işgal girişiminde 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığına bağlı birlikler ve Hava Harp Okuluna bağlı bir grup askerin görev aldığı belirtilen iddianamede, "Darbe girişimini planlayan askerler tarafından uluslararası hava alanları uçuşlara kapatılarak hem Türk Vatandaşlarının yurt dışına çıkışları engellenmek istenmiş hem de ülke giriş çıkışları tamamen kontrol altına alınmak istenmiştir. Ayrıca uçuşların kontrol edildiği smart kule tabir edilen kontrol kulesi de darbeci askerler tarafından zapt edilerek bölgenin hava sahasının kontrolü sağlanmak istenmiştir" denildi.
Kulenin nasıl kontrol edileceği hakkında bilgi aldı
Şüphelilerden yarbay Serbülent Eken ile albay Ömer Korkut'un, Atatürk Havalimanı işgalinden sorumlu olarak görevlendirildikleri bilgisine yer verilerek, şüpheli Eken ve Korkut'un, görevlendirildikleri alan ile alakalı keşif çalışması yaptıkları, uçuşların kontrol edildiği smart kule tabir edilen kulenin nasıl kontrol altına alınacağı hakkında Hava Harp Okulunda görevli olan Albay Hüseyin Ergezen'den bilgi aldıkları belirtildi. Eken ve Korkut'un, birlikteki askerlere olay günü ve öncesinde bir terör saldırısı olabileceği, kendilerinin bu tür bir durumda emniyet birimlerine destek olabilecekleri empoze edilerek, askerleri kışla dışına çıkmaya psikolojik olarak hazırladıklarına değinildi.
Havalimanına girişler yasaklandı
Şüphelilerin saat 22.44 sıralarında Atatürk Havalimanı'na vardıkları, şüpheli yarbay Eken yönetimindeki diğer askeri birliklerin ise Atatürk Havaalanına intikal ederek A ve B kapılarını tuttukları, giriş çıkışların kontrol edilmeye başlandığı vurgulandı. Rütbeli iki şüphelinin emirleri doğrultusunda giriş noktalarında barikat oluşturulduğu, bu kapsamda havalimanından çıkışlara izin verildiği, girişlerin ise yasaklandığı anlatıldı.
Motosikletli polis birliği askerlere eskortluk yaptı
Şüpheli Eken'in telsizden sıkıyönetim ilan edildiğini, gerekir ise polise ateş açılacağını bildirdiğine yer verilen iddianamede, "Eken ve Korkut havalimanında bulunan özel harekat polislerine ve diğer yetkililere sıkıyönetim ilan edildiğini, ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yönetime el koyduğunu bildirmişlerdir. Şüpheli albay Mustafa Kol komutasında bir askeri kamyon ve bir jip ise smart kule tabir edilen uçuş kontrol kulesini işgal için bu noktaya intikal etmiştir. Bu intikal sırasında iki motosikletli polis ekibi bu birliğe eskortluk etmiştir. Kontrol kulesine gelen şüpheliler burada herhangi bir mukavemetle karşılaşmamışlardır. Şüpheli albay Mustafa Kol kulede görev yapan sivil personele ülkenin huzur ve güvenliği için Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetime el koyduğunu, görevlerinin şu an için bittiğini, inişlere izin verileceğini ancak kalkışların durdurulduğunu bildirmiştir" denildi.
Şüpheli askerler tarafından uçakların tüm iniş ve kalkışları iptal edildi
Şüpheli albay Mustafa Kol'un ve ekibinin bir süre sonra kulenin kontrolünü Hava Harp Okulunda görevli şüpheli binbaşı Yusuf Yenihayat'a bıraktığı kaydedilen iddianamede, "Şüpheli askerler tarafından 00.15 itibari ile dış hatlar hariç tüm iniş ve kalkışlar iptal edilmiştir. Kulenin kontrolünü Binbaşı Yusuf Yenihayat'a bırakan şüpheli albay Mustafa Kol kuleyi terk ederek askeri kamyon ile yeniden B Giriş kapısına intikal etmiştir. Burada Ömer Korkut ile yaptığı görüşmeden birliklerin geri çekileceğini öğrenmiştir. Darbe girişiminin İstanbul ve ülkemiz genelinde başarısızlıkla sonuçlanacağını yaşanan ve tahmin edilmeyen direnmelerden anlayan tugay komutanı Mehmet Nail Yiğit birliklerin geri çekilmesi emrini vermek zorunda kalmıştır. Ancak bu emir sonrasında komutayı alan Tugay Komutan Yardımcısı Albay Yusuf Sari verilen emre uymamıştır" ifadeleri kullanıldı.