Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı davasının ardından avukatlar konuştu
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı davasının ardından avukatlar konuştu Fetullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine yönelik 497 sanığın yargılandığı Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı davasında karar açıklanmıştı.
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı davasının ardından avukatlar konuştu
ANKARA - Fetullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine yönelik 497 sanığın yargılandığı Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı davasında karar açıklanmıştı. Cumhurbaşkanına suikast suçundan eski Albay Muhammet Tanju Poshor ağırlaştırılmış müebbet hapis, TRT binasına baskına giden 4 sanık da müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Kararın açıklanmasının ardından Cumhurbaşkanlığı adına davayı takip eden isim Avukat Serhat Kemal Yılmaz ve TRT adına ise Avukat Alaattin Varol konuştu.
Açıklanan Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı davasında kararın ardından Cumhurbaşkanlığı adına ve TRT binasına baskına gidilmesinden dolayı TRT adına davayı takip eden avukatlar konuştu. Cumhurbaşkanlığı adına davayı takip eden isim Avukat Serhat Kemal Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nın görevinin savaş zamanı üs birliğine katılmak, barış zamanında ise Cumhurbaşkanı'nı korumak olduğunu belirterek, "Ama bu davada işin başından itibaren görmüş olduğumuz bir husus var. Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı darbenin planlandığı ve darbenin ne şekilde nerelerde yapılacağı hususunda büyük hassasiyetle yapılmış bir çalışma olduğu görüyoruz. Buradan TRT baskınına, Genelkurmay'a ve Türksat'a baskına gidenler buradan hareket ediyor. Akıncı'ya dahil giden özel birliklerin bir kısmı buradan hareket halinde oluyor. Burada üst kademede bulunan rütbeli komutanların bir kısmı ağırlaştırılmış müebbet hapis bir kısmı da müebbet hapis aldı. Bunu yanında uzman er ve erbaşlar da darbeye teşebbüs etmekten dolayı 7 yıldan başlayan ve 30 yıla kadar olan hapis cezaları aldılar. Bununla TRT baskınına katılan ve TRT baskınında sivillere karşı eylem yapan ve bunlara darp ve hürriyeti yoksun bırakmaktan dolayı komutanlara her bir sanık için ayrı ayrı hapis cezaları verildi. Türk yargısı adaletli bir şekilde yargılama yaptı. 4 yıl boyunca bütün sanıkları saatlerce dakikalarca hiç sözlerini kesmeden dinleyip verdikleri her dilekçeyi okuyup değerlendirdi. Bugün de özgür iradesiyle ve hür iradesiyle hiçbir etki ve baskı altında kalmadan hükmü ve kararı açıkladı" dedi.
TRT adına davayı takip eden Avukat Alaattin Varol ise 5 yıla yakın süredir devam eden duruşmaların sonuncusunun söz konusu bu dava olduğunu hatırlatarak, "Cumhurbaşkanlığı muhafız alayımız birçok dosyada olduğu gibi bu dosyada da özellikle darbeye kalkışan komutanların tamamı ağırlaştırılmış müebbet ve müebbet hapis aldılar. Ben buradan şunu söylemek istiyorum. Darbe heveslileri lütfen bu dosyaları incelesin. Darbe heveslileri günümüzde de ortaya çıkmaya başladı. Onlara da bu davalar ibret olsun. Bunlar aslında bizim ceza kanunumuzda olan cezaların en ağırı verildi. Daha üstü yok. İdam olsaydı idam verilecekti. Bu komutanlar kuvvetli muhtemel ceza evlerinde ölecekler. Burada duruşmayı provoke etmeye çalışan sanıklara rağmen mahkeme heyeti dosyayı titizlikle ve ayrıntılı bir şekilde inceleyip karar verdi. Bu davalarda şu çok net görüldü. Darbecilerin birinci hedefi medya. Gerek 60 darbesinde gerekse 80 darbesinde olduğu gibi, bu 15 Temmuz Darbe Girişimi'nde de ilk işgal edilip darbe bildirisinin okutulduğu yer TRT oldu. TRT gibi diğer medyalara da saldırdılar. Burada darbeciler kamuoyunda kendi elemanlarını psikolojik olarak çökertmek amacıyla medyaya saldırdılar. Darbe bildirisini medyacı bir arkadaşımızın kafasına silah dayayıp okuttular. Gerek Türk milleti gerekse de Cumhurbaşkanımızın feraseti, dirayeti ve cesareti sonucu bu darbe başarısız oldu" diye konuştu.