Cem Garipoğlu ile ilgili dikkat çeken sözler: Cezaevinde Çince ve Rusça öğrenmiş
Bahçeşehir'de 3 Mart 2009 tarihinde öldürülen Münevver Karabulut'un ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, Cem Garipoğlu'nun mezarının açılmasına karar verildiğini duyurdu. Epözdemir kararın çıkmasına giden süreci basın mensuplarına anlatırken dikkat çeken bir detayı paylaştı. Epözdemir, Cem Garipoğlu'nun intihar etmeden bir gün önce ailesini arayarak 'Beni buradan çıkarın. Ben kalamıyorum artık burada' dediğini ve 5 dil bilen Garipoğlu'nun cezaevinde Çince ve Rusça öğrendiğini söyledi.
Bahçeşehir'de 3 Mart 2009 tarihinde öldürülen Münevver Karabulutun ailesinin avukatı Rezan Epözdemir Kartal'daki Anadolu Adliyesi önünde başsavcılık tarafından verilen Cem Garipoğlu'nun mezarının açılmasıyla ilgili kararı değerlendirdi. Avukat Epözdemir Garipoğlu'nun intihar etmeden önceki cezaevi süreci ile ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
"CESET ÇIKARILACAK, ADLİ TIP'A GİDECEK"
Epözdemir, "Ben gecikmiş bir karar olarak görüyorum ama Sayın Başsavcılığa çok teşekkür ediyoruz. Kamu vicdanı rahatlayacak adalet tecelli edecek maddi gerçek ortaya çıkacak. Adli Tıp Kurumuna da güveniyoruz" şeklinde konuştu. Epözdemir, "Silivri Başsavcılığının talimatına göre Cem Garipoğlu'nun cesedi tamamen çıkarılacak. Adli Tıp Kurumu'na gönderilecek, Adli Tıp Kurumu bu incelemeliyi yapacak tekrar ceset mezarlığa konulacak. Verilen talimat tam da bu doğrultuda." dedi. Epözdemir, "Ben gecikmiş bir karar olarak görüyorum ama Sayın Başsavcılığa çok teşekkür ediyoruz. Minnet duyuyoruz şükranlarımızı sunuyoruz Günün sonunda verdiğimiz hukuk mücadelesi karşılık buldu. Tam 10 senedir bununla ilgili bir mücadele yürütüyoruz. Kamu vicdanı rahatlayacak adalet tecelli edecek maddi gerçek ortaya çıkacak. Adli Tıp Kurumuna da güveniyoruz" şeklinde konuştu.
"İNSAN OLMA VASFINA AYKIRI BİR CİNAYET İŞLENDİ"
Avukat Rezan Epözdemir, "Biliyorsunuz 3 Mart 2019'da 15 sene önce Münevver Karabulut hayatının baharında ailesinden ve sevdiklerinden koparıldı. Ölmeden önce testere kullanıldı. Hunharca ve vahşice bir cinayet işlendi. Tabiri caizse insanın insan olma vasfına aykırı bir cinayet işlendi. Canavarca hisle ve eziyet çektirerek katledildi ve faili yaklaşık 6 ay boyunca biliyorsunuz, 187 gün boyunca kaçtı. Teslim olmadı. Yargıya teslim olduktan sonra da ak sakallı dedenin eksik olduğu bir hikaye anlattı. O dönem tabi fikri takipte farkındalık süreçlerinin yaşanması açısından emsal bir cinayet oldu. Biz bugün Türkiye'de kadına şiddet ve kadın cinayetlerini konuşabiliyorsak ve bununla birlikte siz kıymetli basın mensuplarının, kitle iletişim araçlarının, yazılı görsel basının, sivil toplum örgütlerinin, yargının, yeknesak esaslı mücadelesinden bahsedebiliyorsak Münevver Karabulut cinayetinin çok önemi var. Çünkü biliyorsunuz 74 kadına şiddet ve kadın cinayeti dosyasına baktık sosyal sorumluluk projesi olarak. Nazlı Sinem Erköseoğlu, Pınar Gültekin, ama bunların emsali ilki Münevver Karabulut'tur. Kamuoyunda ciddi bir reaksiyon oluştu. Bugün biz bu ülkede şiddet mağduru ve katledilen kadınlarla ilgili ülkenin bütün enstrümanları birlikte, basını, yargısı, Başsavcılık makamı, yazılık görsel basını, sivil toplum örgütleri, kadın kuruluşları birlikte bir mücadele veriliyorsa buna bağlı" dedi.
"CEZAEVİNDE ÇİNCE VE RUSÇA ÖĞRENİYOR"
Avukat Epözdemir, "Tabii süreç devam ederken bir dava, on bir dava oldu. Adli tıpta, yargıda ve kollukta ihmaller yaşandı. Bunları takip ettik. Bizi biliyorsunuz tehdit ettiler, kurşun yolladılar. Mektup gönderdiler, manipüle etmeye çalıştılar. Başsavcılığa bildirdik. Bizim iç hukukumuzda alınabilecek en ağır ceza alındı. Yaş küçüklüğünden faydalandı. Biz Kartal Devlet Hastanesine göndermiştik kemik yaşı tespiti istemiştik. Bütün bunlara rağmen Cem Garipoğlu cinayeti işlediği tarihte 18 yaşını ikmal etmemiş olduğu tespit edildi. Biliyorsunuz çok hunharca bir cinayet. Henüz yaşarken testere kullanılmış, kafası gitar kılıfında vücudu olacak şekilde katledilmiş ve Etiler'deki çöp konteynırına bırakılmış. Tesadüfen bulunmuş bir cesetten bahsediyoruz. Böyle de travmatik. 2014 yılına geldik. Bizim iç hukukumuzda alınabilecek en ağır ceza 24 yıllık hapis cezası alındı. Bu arada Cem Garipoğlu basına kamuoyuna demeçler veriyor. Cezaevi psikoloğu raporu var dosyada. Yani psikolog 'İntihara meyilli değil, intihar gerekçesi yok diyor. Son derece sağlıklı biri, antidepresan bile kullanmayı bırakmıştı' diyor. Bir intihar notu yok. Yani intihar eden iradenin dış dünyaya yansıyan, kamuoyuna yansıyan bir açıklaması olmalı. Bir intihar notu, tarihe not düşmesi gerekiyor. O da yok somut olay bakımından. Bir gün önce ailesiyle görüşmüş 'Beni buradan çıkarın. Ben kalamıyorum artık burada' demiş. Çince Rusça öğreniyor. Beş dil biliyor ve bir sabah Cem Garipoğlu'nun öldüğüne ilişkin kamuoyunda haberler yayınlanmaya başladı" ifadelerini kullandı.
"MEZAR 3-4 GÜN İÇERİSİNDE AÇILACAKTIR"
Rezan Epözdemir, "Mezar 3-4 gün içerisinde açılacaktır. Bugün ben başsavcılık makamıyla görüştüm. Başsavcı Vekiline de özellikle tedbir ve önlemlerin alınmasını talep ettim. Şu an itibariyle mezarlıkta tedbir ve önlemler alınıyor. Çünkü orada deliller kaybolabilir. Tedbir ve önlemlerin alınması konusundaki hassasiyeti özellikle rica ettim. Cem Garipoğlu'nun cesedi tamamen çıkarılacak Adli Tıp Kurumu'na gönderilecek. Orada Adli Tıp Kurumu bu incelemeyi yapacak. Verilen talimat tam da bu doğrultuda fethi kabir işlemi böyle yapılacak. Ölenin yakınlarından birine kararın bildirilmesi ve bildirimin yapıldığına dair tutanak tanzimi bildirim yapılacak ve tutanak tanzim edilecek' şeklinde konuştu.
"CESEDİN TAMAMI İNCELENECEK"
Avukat Epözdemir, "İşlemin delil kaybı olmaksızın gerçekleştirilmesi ve işlem boyunca adli heyetin güvenliğinin sağlanması için yeteri kadar kolluk kuvvetinin mezarlıkta hazır edilmesi gerek. Bütün kolluk bu işlemin güvenliğinin temini için saygınlığı, objektifliği ve şeffaflığının zemini için mezarlıkta hazır kimlik keşfinde kullanılmak üzere ölenin yakınlarından veya komşularından birinin mezarlıkta hazır edilmesi gerek. Karacaahmet Mezarlığı'ndan Cem Garipoğlu'na ait olduğu iddia edilen ceset çıkarılacak. İncelenmek üzere Adli Tıp Kurumu'na getirilecek ve cesedin tamamı üzerinde bir DNA başta olmak üzere DNA'lar, genotipler incelenecek ve ölenin Cem Garipoğlu olup olmadığını dair bilimsel akademik incelemeler yapılacak. Cesedin kendisi alınarak. Bir örnekle bunu yapmak yerine kendisi üzerinden bunu yapmayı başsavcılık daha uygun görmüş' dedi.
"ÇOK GECİKMİŞ BİR KARARDIR"
Epözdemir, "Bir yıl önce Cem Garipoğlu'nun babası bir dilekçe sundu. 'Biz de mezarın açılmasını istiyoruz' dedi ama işlemin ortaya çıkış şekli Garipoğlu ailesinin bir başvurusu üzerine yapılmış değil. Bu işlem bizim başsavcılığa yaptığımız müracaat bizim müteakibimiz ve taleplerimiz neticesinde soruşturma kapsamında yapıldı. Dolayısıyla bu işlem yapılırken taraf vekili olarak bizim de hazır bulunmamız lazım. Aksi halde biz olmadan yapılan bir işlemin objektifliği, şeffaflığı, bilimselliği tartışılır hale gelir. Talebimizi de Sayın Başsavcılık makamına sunduk. Kuvvetle muhtemel o da kabul edileceği diye düşünüyorum. Merhum Sayın Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın dahi mezarı adli bir soruşturma üzerine, şüphe üzerine açılabiliyorsa, Cem Garipoğlu açısından bu çok gecikmiş bir karardır. Dolayısıyla ben gecikmiş bir karar olarak görüyorum ama Başsavcılığa çok teşekkür ediyoruzö şeklinde konuştu