Askeri Casusluk Kumpas Davası
İzmir’deki ’askeri casusluk’ soruşturmasında Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerinin sahte delil ürettiği iddialarına ilişkin 10’u tutuklu 68 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
İzmir'deki 'askeri casusluk' soruşturmasında Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerinin sahte delil ürettiği iddialarına ilişkin 10'u tutuklu 68 sanığın yargılandığı davaya devam edildi. Öğleden sonra devam eden duruşmada müştekiler ve tanıklar dinlendi.
İzmir Emniyet Müdürlüğüne 10 Ağustos 2010'da gelen bir e-posta üzerine askeri gizli bilgi ve belge bulundurma iddialarına ilişkin başlatılan operasyonla aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 kişi, devletin gizli bilgi ve belgelerini yabancı istihbarat servislerine vermekle suçlanmıştı. Açılan davada İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi tüm sanıkların beraatına hükmetmişti. Askeri gizli bilgi ve belge bulundurma davasında sahte deliller üretilerek kumpas kurulduğu iddiaları üzerine başlatılan soruşturmada 25 kişi tutuklanmıştı. Soruşturmaya ilişkin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olarak yer aldığı 68 sanıklı iddianamede, sanıklar hakkında 'silahlı terör örgütü kuruculuğu, yöneticiliği, üyeliği, örgüt faaliyetleri kapsamında devlet ve ülkenin bütünlüğünü bozmak, hukuka aykırı kişisel verileri kaydetmek, iftira, kamu görevlisinin resmi evrakta sahteciliği, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek ve yaymak, özel hayatın gizliliğini ihlal, suç delillerini yok etmek, gizlemek, değiştirmek ve suç uydurmak' gibi suçlamalar yer aldı. Yargılama sırasında tahliyeler ve tutuklamalar olurken, 68 sanıktan 10'u hala tutuklu bulunuyor.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz yargılanan bazı sanıklar, müştekiler, taraf avukatları katıldı. Öğle arasından sonra duruşma, müşteki ve tanıkların dinlenmesi ile devam etti. Muvazzaf subay olan müşteki E.E., "2011'de Ankara'da yasa dışı yollarla telefonum dinlendi. Maddi ve manevi kayıp yaşadım. Görevden uzaklaştırılmadım ancak mesleki kariyerim zedelendi. Sanıklardan şikayetçiyim" dedi.
Haksız yere 19 ay 20 gün cezaevinde yattığını dile getiren müşteki emekli Albay Erhan Murat Akdeniz ise, "İşlemediğim bir suç nedeniyle ağır bir bedel ödedim. Bana iftira atarak kumpas kuranlardan şikayetçiyim" diye konuştu.
Emekli Emniyet Müdürü Ömer Aydın da, "Benim gibi örgüte karşı dik duran ve vatan sevdalısı emniyet müdürlerine FETÖ kumpas kurdu. Başta örgüt elebaşı Fetullah Gülen olmak üzere bu davada yargılanan bazı sanıklardan şikayetçiyim" dedi.
Müştekilerin ardından tanıklar dinlenildi. Tanık emekli Albay İ.H.O., "Kamuoyunda İzmir askeri casusluk davası olarak bilinen davada yargılamanın ardından beraat eden Üsteğmen Sunay Akkaya'nın evindeki aramaya Merkez Komutanlığı adına katıldım. Akkaya'nın şehir dışında olduğunu bildiğimden özellikle ev arkadaşının aramada yer almasını istedim. Eve girer girmez kimsenin içeriye dağılmamasını ve odalara bireysel olarak girilmemesi yönünde talimat verdim. Ancak emniyet mensupları ilk başta itiraz etti. Elinde eldiven olmadan arama yapan polisler, dijital materyallerden imaj almadan tutanak tuttu. Üsteğmen Sunay Akkaya'nın yatak odasının lambası patlak olduğundan arama odaya çekilen seyyar lamba aracılığıyla gerçekleştirildi. Odadaki dolabın arkasında harici hard diski bulunduğu pozisyon gereği ilk ben gördüm. Ancak polisler de rahat bir şekilde bunu görebilecek yerdeydi" ifadelerini kullandı.
İzmir askeri casusluk davasında bir numaralı sanık olarak yargılandıktan sonra beraat eden Narin Korkmaz'ın görme engelli babası Atilla Korkmaz da tanık olarak dinlendi. Atilla Kokmaz, "İki katlı olan evimizin alt katında polisin yaptığı aramalarda herhangi bir şey bulunmadı. Üst katta oturan kızım Sümeyra ve damadımın aşağı kata gelmesinin ardından üst katın kapısının açık olduğunu belirtip, 'Kapımız açık kaldı, kapatalım' demesine rağmen polis yukarı çıkmasına izin vermedi. Daha sonra polisler kimsenin olmadığı üst kata çıktı. Kısa süre sonra polisler aşağıya kızım Narin Korkmaz'a ait olduğunu iddia ettikleri siyah bir poşet getirdiler. Poşette bazı materyaller vardı. Elimle dokunduğumda materyallerin tozlu olmadığını, temiz olduğunu hissettim. Temiz olan bu materyallerin çok önceden beri saklanmadığı belliydi. Ayrıca 10 gün önce hamile olan büyük kızım Sümeyra üst katta temizlik yapmış, polisin bulduğu siyah poşete rastlamamıştı" dedi.
Mahkeme heyeti bugünlük duruşmaya son verirken, duruşma yarın sabah devam edecek. - İZMİR